Varisli damar, deri yüzeyine yakın kısımlarda bulunan damarların genişlemesi sonucu meydana gelebilen bir rahatsızlıktır. Toplar damarların büyümesi sonucu kanlanmada artış olabilir. Bu durum, varis görülen bölgelerde deride morluk ve ağrıya sebep olabilir. Ayrıca şişlik, ateş, kızarıklık ve derideki yaralarda artış görülebilir. Varisi olan kişiler kozmetik olarak görünümlerinden rahatsızlık duyabilirler. Bu nedenle hastalarda özgüven problemi veya psikolojik rahatsızlıklar gelişebilir. Varisli damar tedavisi, olumlu sonuçlar elde edilebilen bir prosedürdür. Varis bulgularına sahip olan kişiler doktora başvurmalıdır. Detaylı muayene ve teşhis yöntemleri sayesinde tanı konulabilir. Ayrıca hastalığın altında yatan sebepler belirlendikten sonra kişiye en uygun tedavi yöntemine karar verilebilir. Öncelikle cerrahi olmayan uygulamalara başvurulur. Daha ileri vakalarda ameliyat tedavisi gerekebilir.
Varis Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Varisli damarlardan kurtulmak için birçok tedavi yöntemi uygulanabilir. Ameliyatlı ve cerrahi olmayan tedavi seçenekleri vardır. Hastalığın derecesine, kişinin genel sağlık durumuna, kronik hastalığı olup olmamasına, yaşına, cinsiyetine, varisin bulunduğu bölgeye göre uygulanabilen tedavi yöntemleri değişkenlik gösterebilir. Vücudun her yerinde damarlar bulunur. Varis vücuttaki tüm damarlarda ortaya çıkabilir. Yaşam tarzında yapılan bazı değişiklikler varisli damar oluşumunu azaltabilir. Bu uygulamalar arasında şunlar yer alır:
- Egzersiz yaparak damarlardaki kan akışını artırmak,
- Tuzdan kaçınmak.
- Yüksek topuklu ayakkabılar yerine daha uygun ayakkabılar giymek,
- Fazla kilolardan kurtulmak,
- Daha bol kıyafetler tercih etmek,
- Otururken bacakları kalp seviyesine getirecek şekilde kaldırmak,
- Uzun süre oturmaktan kaçınmak,
- Fazla hareketsiz ve ayakta durmaktan kaçınmak,
- Varis çorabı giymek.
Damarlarda genişlemenin birçok sebebi olabilir. Sağlıklı bir insanda toplar damarların içerisinde kanın seyri boyunca geri dönmesini engelleyen kapakçıklar bulunur. Ancak ileri yaş, uzun süre ayakta hareketsiz durma, genetik, damar hastalığı, gebelik, yerçekimi gibi durumlar bu kapakçıkların bozulmasına neden olabilir. Böylece kan, bacakların alt kısmında birikerek varisli damarların ortaya çıkmasına neden olabilir. Sebep belirlendikten sonra uygun yöntem seçilerek tedaviye başlanabilir. Ameliyatsız varis tedavi yöntemleri arasında şunlar sayılabilir:
Köpüklü Varis Tedavisi
Köpüklü varis tedavisi (skleroterapi), bir ameliyatsız varis tedavisi yöntemi olup varisli damarlara sklerozan adı verilen bir maddenin uygulanması işlemini içerir. Anestezi gerektirmeyen bir uygulamadır. Sklerozan, doku harabiyeti yaratan bir maddedir. Böylece, enjekte edilmesi ile birlikte damarlar yaralanır ve çöker. Bu sayede kan, daha sağlıklı damarlara yönlendirilebilir. Yok olan damarlar sayesinde örümcek damarlar olarak bilinen varis tedavi edilebilir ve estetik görünümde iyileşme sağlanabilir. Bu uygulamaya köpüklü varis tedavisi denmesinin sebebi, sklerozanın damar içerisine gönderilmeden önce köpük haline getirilmesidir. Köpükleşen sıvı daha geniş bir yüzeyi kaplayabildiği için genişlemiş damarlarda kullanılabilen bir prosedürdür.
Lazerle Varis Tedavisi
Lazerle varis tedavisi (lazer ablasyonu), lazer enerjisi kullanılarak varisli damarların tedavi edilmesini amaçlayan bir uygulamadır. Cerrahi bir operasyon değildir. Lokal anestezi ile işlem yapılan bölgenin uyuşturulması sağlanabilir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte öne çıkan lazer cihazları genişlemiş damar tedavisinde de kullanılabilir. Sorunlu damarlar içerisine ince lazer teli gönderilir ve bu tel aracılığı ile lazer enerjisi damar çeperlerine gönderilebilir. Bu enerji ile ortaya çıkan ısı, damarların küçülmesine ve zamanla vücut tarafından emilmesini sağlayabilir.
Radyofrekans Varis Tedavisi
Radyofrekans varis tedavisi (radyofrekans ablasyonu), bir çeşit ameliyatsız varis tedavisi işlemidir. Radyofrekans cihazından üretilen radyo dalgalarının varisli damar duvarına uygulanması prensibine dayanır. Uzman doktor tarafından uygulanan bu işlemde öncelikle bacağın içerisi ultrason yardımı ile görüntülenir ve genişlemiş damarlar tespit edilir. Daha sonra damar içerisinden ince bir tel kateter geçirilir. Bu kateter aracılığı ile damar çeperlerine radyo dalgaları uygulanabilir. Radyofrekans ile oluşturulan kontrollü ısı sayesinde damarlar büzülerek yok olur. Böylece morumsu renkteki büyümüş varisli damarlar ortadan kaldırılabilir. Kişiye ve varis durumuna bağlı olarak başarılı sonuçların gözle görülmesi birkaç hafta veya ayı bulabilir.
Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?
Varis tedavisi, genişlemiş damarları ortadan kaldırmayı amaçlayan yöntemler içeren bir prosedürdür. Çeşitli yollar ile tedavi sağlanabilir. Ameliyatsız ve ameliyatlı uygulamalar mevcuttur. Öncelikle ameliyatsız varis tedavisi tercih edilir. Bu yöntemler arasında köpüklü varis tedavisi, lazerle varis tedavisi ve radyofrekans varis tedavisi bulunabilir. Prosedüre başlamadan önce hasta kontrolden geçirilerek genel sağlık durumu değerlendirilir. Eğer kan sulandırıcı bir ilaç kullanıyorsa ilacın bırakılması ya da dozunun azaltılması tavsiye edilebilir. Ayrıca ultrason ve venografi ile detaylı değerlendirme yapılarak büyüyen damarlar net olarak tespit edilir. İşlem sırasında genel anestezi gerekmez. İşlem uygulanacak damarların içerisine tel kateter gönderilir. Bu kateter aracılığı ile lazer veya radyofrekans enerjisi damar çeperine uygulanabilir. Lazer ışını veya radyo dalgası tarafından üretilen enerji, damar duvarını ısıtır. Böylece damarların kontrollü bir şekilde küçülmesi ve daralması sağlanabilir. Zamanla varisli damarlar vücut tarafından emilir ve tedavi tamamlanır.
Varis tedavisi işlemi bittikten sonra birkaç gün bacaklarda şişlik veya kanama olabilir. Bu normal bir durumdur. Birkaç gün içerisinde normal günlük aktivitelere başlanabilir. Bir süre boyunca varis çorabı giyilmesi önerilebilir. Tedaviden sonra kontrol seansında damarların kapandığından emin olmak için doppler ultrason işlemi ile görüntüleme yapılabilir. Ortaya çıkabilen hafif ağrı şikayetlerini azaltmak için doktor tarafından ağrı kesici ilaçlar reçete edilebilir.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.