Terlemek, vücudun ısı değişimine uyum sağlamak ve ısıyı dengelemek amacıyla gösterdiği son derece normal bir tepkidir. Ter bezleri doğru çalışan bir insan ısı değişiminde, fiziksel aktivite sonrasında ya da heyecanlanma benzeri duygusal değişimler yaşadığında terler. Fakat bu terlemenin aşırı olması ya da tüm şartlar normalken terlemeye devam etmek aşırı terleme olarak değerlendirilir. Kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyen, sosyal ilişkilerinde sorunlara yol açan bu durum, günümüzde botoks uygulamasıyla kolayca tedavi edilebilir.
Aşırı Terleme Ne Gibi Sorunlara Yol Açar?
Aşırı terleme sorunu, olumsuz etkilerini en çok sosyal yaşamda gösterir. Terleme ile birlikte ortaya “feromon” adı verilen koku molekülleri çıkar. Çok terlemek, kişinin kötü kokmasına, kıyafetlerinin sürekli ıslak olmasına, sağlık sorunlarına ve özgüvensizliğe yol açabilir. Ellerde aşırı terleme yaşayan kişiler için el sıkışmak bir sorun hâline gelebilir. Aşırı ayak terlemesi yaşayan hastalarımız ise ayak kokusu ile mücadele etmekte zorlandıklarını sıkça dile getirmektedir. Aşırı ter nedeniyle kıyafetlerin sürekli ıslak olması ve kötü kokma endişesi sosyal yaşamı olumsuz etkiler.
Aşırı terleme, kişide sağlık sorunlarına da yol açabilir. Özellikle ayak gibi uzun süre kapalı kalan bölgelerde mantar ve bakteri oluşumu çok daha kolaydır. Bu nedenle aşırı terleme hem kişinin sosyal hayatı hem de kendi sağlığı ve özgüveni açısından tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
Aşırı Terleme Sorunu Botoks ile Nasıl Tedavi Edilir?
Aşırı terleme tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerden biri botokstur. Bunun nedeni işlemin acısız ve ağrısız olması, aynı zamanda da hızlı sonuç vermesidir. Aşırı terleme tedavisi, botoks yerine cerrahi işlemle de yapılabilir. Fakat cerrahi işlem hem iyileşme süreci olan hem de ameliyat işlerine yol açan zahmetli bir işlem olduğu için ikinci tercihtir. Terleme botoksuyla enjekte edilen sıvı, terleyen bölgedeki sinirleri etkisiz hâle getirerek terlemeye engel olur.
Terleme Botoksu Nasıl Yapılır?
Terleme botoksu, tıpkı normal botoks uygulamalarında olduğu gibi bölgeye ince iğnelerle botulinum toksini enjekte edilmesiyle yapılır. İşlem yaklaşık 10 dakika sürer. El ve ayaklarda neredeyse hiçbir ağrı hissedilmez. Koltuk altı gibi derinin inceldiği ve hassaslaştığı bölgelerde ise lokal anestezi ve soğuk ped ile böge tamamen hissiz hâle getirilir. Terleme botoksu kolay, hızlı ve acısız bir uygulamadır. Hiçbir yan etkisi yoktur.
Terleme Botoksu Ne Kadar Süre Etkilidir?
Terleme botoksu uygulandıktan sonra anında aşırı terleme sorununu ortadan kaldırır. Botoks işleminin tam etkisi yaklaşık 3 – 7 gün sonra hissedilir. Bu süre kişiden kişiye, uygulamanın yapıldığı bölgeye ve uygulanan dozun miktarına göre değişiklik gösterebilir. Terleme botoksunun tek olumsuz yanı geçici olmasıdır. Ortalama 6 ay sonra botoksun etkisi sona erer. Bu süre yine kişiden kişiye değişebilen bir süredir. Bazı kişilerde terleme botoksunun etkisinin 1 yıla kadar devam ettiği gözlemlenmiştir.
Terleme Botoksunun Yan Etkisi Var Mıdır?
Terleme botoksunun hiçbir yan etkisi yoktur. Uygulama tamamen zararsızdır ve sürekli tekrarlanabilir.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.