Sedef Hastalığı Tedavisi

Psoriasis bilinen adı ile sedef hastalığı, cilt hücrelerinin normalden daha hızlı çoğalmasına neden olan ve ciltte kabarık, pullu yamalar ile seyreden kronik bir otoimmün cilt hastalığıdır. Tanısı konulduktan sonra ömür boyu süren bir deri hastalığıdır. En yaygın görüldüğü yerler diz, dirsek, gövde ve kafa derisidir.

SEDEF HASTALIĞININ NEDEN OLUR?

Genetik yatkınlıktır önemi bir rol oynar. Bununla birlikte yaşam şartları, stres, hava kirliliği, beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol, sigara, güneş yanığı, kortizon, aspirin ve lityum gibi kullanılan bazı ilaçlar, fiziksel ya da ruhsal büyük travmalar, viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar gibi pek çok faktör, hastalığın tetiklenmesine neden olmaktadır.

SEDEF HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Genellikle normal deriden keskin bir sınırla ayrılan, üzerinde hastalığa ismini veren sedef rengi kepeklerin olduğu, farklı boyutlarda olabilen kızarık plaklar sedef hastalığının klasik belirtisidir. Bu plaklarda zaman zaman kaşıntı ve ağrı da olabilir. Hastalığın en sık tutulum yaptığı yerler saçlı deri, diz, dirsek ve kalça bölgesi olmakla beraber tüm vücut derisinde hastalık görülebilir.

SEDEF HASTALIĞININ SEYRİ NASIL OLUR?

Toplumda görülme sıklığı yüzde 1-3 arasında olan sedef hastalığı, alevlenme ve iyileşme dönemleriyle seyreder. Bu dönemlerin ne kadar süreceği hastalar arasında değişkenlik gösterir. Hastalığının iyilik süreci yıllarca sürebileceği gibi, bazı kişilerde de bu süreç 2-3 ay olabilir. Alevlenme sürecine ne zaman gireceği belli olmayan sedef hastalığının şiddeti ve belirtileri kişiden kişiye, hatta aynı kişide zaman içerisinde değişkenlik göstermektedir.

SEDEF HASTALIĞI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Farklı klinik belirtileri bulunan sedef hastalığı, saçlı deriden tırnağa kadar tüm deriyi tutabilir. Kadınlarda ve erkeklerde sedef hastalığı aynı şekilde görülür. Ömür boyu süren sedef hastalığının çeşitleri vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Plak tipi psoriasis (Psoriasis vulgaris) : En sık görülen sedef çeşidi plak tipi sedeftir. Bu tipte saçlı deri, diz, dirsek ve kalça bölgesi en sık tutulum yeri olmaktadır. Oval ya da yuvarlak, kızarık, üzerinde gümüş rengi kepekler olan kabarık plaklar şeklinde kendisini gösterir. Bu türün bir alt tipi daha bulunur. Bu alt tipte el içi ve ayak tabanında kızarıklıklar, kuruluk ve çatlamalar meydana gelir.
  • Guttat psoriasis: Çoğunlukla çocuklarda ve ergenlerde izlenen bu sedef çeşidinde bir santimin altında kızarık ve kepekli döküntüler görülür. Genellikle boğaz enfeksiyonlarını takiben ortaya çıkar.
  • Eritrodermik psoriasis: Bu sedef türünde vücudun yüzde 80’ inden fazlası kızarık ve kepekli bir görünüm alır. Eritrodermik psoriasis ağır bir hastalık formudur ve bu durumdaki hastaların hemen hastaneye yatırılması gerekir.
  • Püstüler psoriasis: Tüm vücutta yaygın olarak içlerinde irin olan sivilceler şeklinde ortaya çıkar. Bu tipin el içini ve ayak tabanını da tutabilen lokal bir formu da bulunmaktadır.
  • Eklemlerin sedef hastalığı: Derisinde tutulum olan kişilerin eklemlerinde rahatsızlık olabileceği gibi, bu türde sedef hastalığı kendi başına sadece eklemlerde de ortaya çıkabilir. En sık el ve ayakta sedef görülebilir ve parmak eklemleri tutulurken, özellikle tırnak tutulumu olanlarda eklem tutulumuna da sık rastlanılır. Bu sebeple sedef hastalarında tırnak değişiklikleri mutlaka gözden geçirilmelidir. Çünkü erken dönemde eklemlerde yaşanan değişikliklerinin tespitiyle, bu eklemlerde kalıcı hasarın önüne geçmek mümkün olabilmektedir.  
  • Psoriasiste tırnak değişiklikleri: Sedef hastalığında tırnaklarda değişik belirtiler görülür. Genellikle tırnak değişiklikleri deri lezyonlarına eşlik etse de deri belirtileri olmadan tırnak tutulumu da görülebilmektedir. Tırnakta sedef olduğunda tırnak yüzeyinde toplu iğne başı gibi çukurcuklar, tırnağın yatağından ayrılması, tırnakta kalınlaşma, tırnağın altında sarı yağlı leke gibi görünüm ya da tırnağın doğal görüntüsünün tamamen bozulduğu durumlar olabilir. Tırnak tutulumu eklem hastalığının habercisi olabilir.
SEDEF TANISI NASIL KONULUR?

Genellikle muayene ile tanısı konulan sedef hastalığının farklı belirtilerle seyretmesi, başka hastalıklar ile karışmasına neden olabilmektedir. Şüpheli durumlarda sedefin bu hastalıklardan ayırt edilebilmesi ve kesin tanının konulması için biyopsi yapılması gerekir.

SEDEF HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Kesin bir tedavisi bulunmayan sedef hastalığının semptomları, uygun yöntemler ile kontrol altına alınarak, uzun süreli iyilik hali sağlanabilir. Tipine ve şiddetine göre sedef hastalığı tedavisi değişkenlik gösterir. Öncelikle dermatoloji uzmanının hasta ile işbirliği içerisinde uygulayacağı tedaviye karar vermesi gerekir. Psoriasis tedavisinde topikal kremler, sistemik olarak kullanılan haplar, iğneler ve hastanın özel bir kabin içine sokularak kontrollü güneş ışığı alarak tedavi edildiği fototerapi yöntemi kullanılır.

Sedef hastalarının dikkat etmesi gereken hususlar:

  • Alkol ve sigara kullanmamalı, kilolarına dikkat etmelidirler. Sedef hastalarının vücutlarında bağışıklık sistemi ile ilişkili oluşan yangısal durum, daha erken yaşta kalp krizinden hayatlarını kaybetmelerine sebep olabilir.
  • Doktorların verdiği dışında herhangi bir ilaç kullanmamalıdırlar. Çünkü aspirin ve bazı romatizma ilaçları hastalığı tetikleyebilir.
  • Grip enfeksiyonu sedefi tetikleyen faktörler arasında yer alır. Bu sebeple zamanı geldiğinde hastalar grip aşılarını yaptırmalıdır.
  • Tansiyon, kolestrol, lipit, şeker gibi değerlerin sık sık takip edilmesi ve kalp kontrollerinin aksatılmaması sağlanmalıdır
  • Spor yaparak zayıf kalmaya çalışmalı ve düzgün beslenmelidirler. 
  • Eklem ağrıları olduğunda bunu mutlaka doktorlarına söylemelidirler
  • Sedef hastalarının aileleri de onlara karşı anlayış göstermeli ve tedavi sürecinde iş birliği içerisinde olmalıdır.

Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.

Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.

İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.

Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır.   Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur.  Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.