Kriyoterapi, vücudun aşırı soğuğa maruz kalmasını sağlayarak ciltte oluşan hasarların giderilmesi, metabolizmanın hızlandırılması ve yağ yakımının desteklenmesi amacıyla yapılan bir uygulamadır. Dermatolojik tedavi yöntemleri arasında yeni sayılabilecek kriyoterapi uygulamasıyla erken dönemde yakalanan tümör hücrelerinin iyileştirilmesinden kronik hâl alan egzama tedavisine kadar birçok sorun ortadan kaldırılabilmektedir.
Kriyoterapi Nedir?
Kriyoterapi, soğuk terapi anlamına gelmektedir. Kriyoterapinin amacı; vücudun tamamının ya da bazı bölgelerinin aşırı soğuğa maruz bırakılmasıyla hasarlı dokuların tedavi edilmesidir. Sporcu yaralanmaları, anksiyete ve depresyon, romatizma, enfeksiyonlar, cilt hastalıkları, düşük riskli tümörler ve genital siğiller kriyoterapi ile tedavi edilebilmektedir. Uygulamanın özellikle genital siğil tedavisinde etkin sonuçlar verdiği bilinmektedir. Kadın veya erkek fark etmeksizin her yaşta uygulanabilen kriyoterapi için öncelikle hasta detaylı muayeneden geçirilmeli ve uygulamanın aşamaları muhakkak uzman bir dermatolog tarafından belirlenmelidir. Kriyoterapi sırasında aşırı soğuk nedeniyle hafif yanma, ödem ve sıvı toplanmaları olabilir. Bu yan etki genellikle 1 – 2 gün içerisinde kendiliğinden geçer. Fakat hasta, tam iyileşme görülene kadar doktor tarafından takip edilir. Gerekli durumlarda kriyoterapi uygulaması tekrarlanabilir ya da tedavi 4 – 5 seans olarak planlanabilir.
Kriyoterapi Nasıl Etki Eder?
Soğuk uygulama ile tedavi fikri birçok hastamıza ilginç gelmektedir. Kriyoterapinin çalışma prensibini şöyle açıklayabiliriz:
Kriyoterapi sırasında hasta -100 ile -180 derece arasındaki soğuk, sıvı azot buharına maruz kalır. Normalde insan vücudu için aşırı soğuk olan bu ısı, vücuda tehlike sinyallerinin gönderilmesini sağlar. Bu esnada kan, vücudun hasarlı bölgelerinde toplanır ve tüm besinler bu dokuda depolanır. Böylece vücudun hasarlı bölgeyi kendi kendine iyileştirmesi ve yenilenmesi sağlanmaktadır.
Kriyoterapi Nasıl Uygulanır?
Kriyoterapi soğuk sauna, soğuk oda terapisi ya da lokal yöntemlerle uygulanabilir. Soğuk sauna kriyoterapi tedavisinde en çok tercih edilen yöntemdir. Kişi, başı dışarıda kalacak şekilde tüm vücudunu örten tüp bir kabinde bekler. Uygulama her seans için ortalama 2 dakika kadar sürer. Başı, elleri ve ayakları korumak için işlem sırasında eldivenlerin takılması, iç çamaşırlarının giyinik durumda olması gerekmektedir. Hastanın üzerindekiler mutlaka kuru olmalı ve hasta, uygulama süresince kendisine söylenen talimatları izlemelidir. İşlemden sonra bir süre ödem ya da şişlik görülebilir. Bunun için doktor tarafından verilen merhemler kullanılabilir. Kriyoterapi tedavisinde ikinci seans için en az 2 hafta beklemek gerekir. Bu süre içerisinde hamam ve sauna gibi aşırı sıcak ortamlardan kaçınmak, tedavinin etkisini artıracaktır.
Kriyoterapi ile Genital Siğil Tedavisi
Kriyoterapi yaralanmaların, hasarlı dokuların, enfeksiyonların hatta anksiyete ve depresyon tedavisinde bile kullanılabilen bir tekniktir. Günümüzde kriyoterapinin en sık kullanıldığı alanlardan biri ise genital siğil tedavisidir. Genital siğillerin yok edilmesinde soğuk terapi bilinen en etkili yöntemlerden biridir. Normal şartlarda sağlık açısından herhangi bir sorun yaratmasa da siğillerin varlığı kişinin cinsel hayatını olumsuz etkileyebilir ve kişiye rahatsızlık verebilir. Kriyoterapi, siğillerin hızlıca yok olmasını sağlar. Uygulamanın etkili olabilmesi için birkaç seans uygulama yapılması gerekebilir.
Kriyoterapi, genital siğillerin tedavisinde etkin bir yöntem olsa da bazı durumlarda tercih edilmez. Eğer siğiller gruplaşmış ve yoğun bir hâldeyse hastaya alternatif tedavi yöntemleri önerilebilir. Bu durumda kriyoterapi uygulaması, pek fazla tercih etmediğimiz bir yöntemdir.
Kimler Kriyoterapi Yaptırabilir?
Kriyoterapi, cinsiyet fark etmeksizin neredeyse herkese uygulanabilir. Fakat diyabet, hipertansiyon, akciğer rahatsızlığı, grip, kan akışı bozuklukları olan hastalarımızın kriyoterapiden uzak durması gerekir. Aşırı soğukla birlikte düzensizleşen kan akışı bu rahatsızlıklarda atak ve sinir hasarına neden olabilir. Bu yüzden kriyoterapi tedavisine mutlaka uzman bir hekimle karar verilmelidir.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.