Karbon peeling, etkisi hemen görülmeye başlanan ve leke tedavisinde etkin sonuçlar alınan bir lazer uygulamasıdır. En iyi sonuçlar için düzenli olarak tekrar edilmesi gereken uygulama, günümüzde leke tedavisinde en çok tercih edilen lazer uygulamalardan biridir.
Karbon Peeling Nedir?
Karbon peeling, lazerin ciltteki leke giderici ve soyucu etkisini artıran bir işlemdir. Lazer ışınlarının ciltteki farklı renk geçişlerini daha iyi algılayabilmesi ve cilt kusurlarının tam olarak ortaya çıkabilmesi için işlemden önce karbon solüsyonu uygulanır. Karbon solüsyonu, kırışıklık ve sivilce tedavisinde de kullanılabilmesine rağmen en çok lekelerin giderilmesinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda dokuların yenilenmesini sağladığı için mat ve donuk cilt görünümünden şikayetçi hastalarımıza da karbon tedavisi önerilmektedir.
Karbon Peeling Tedavisi Nasıl Yapılır?
Karbon peeling tedavisinde amaç; cildi lazer uygulamasına hazırlamak ve lazerin cilt kusurlarını daha kolay algılamasını sağlamaktır. Uygulamadan önce cilde ince bir katman hâlinde karbon solüsyonu sürülür. Bu solüsyon, ciltte renk artışı sağlayarak lekeli bölgedeki hücrelerin lazer tarafından kolay algılanmasını sağlar. Solüsyon ciltte yaklaşık 15 – 20 dakika bekletir. Sonrasında ise lazer tedavisine başlanır. Karbon peeling tedavisinden sonra hasta hemen günlük hayatına dönebilir. Uygulamanın herhangi bir yan etkisi yoktur. Lazer uygulamasında olduğu gibi hafif ödem ve şişlik görülebilir. Bu yan etkiler geçicidir. En fazla 1 – 2 gün içerisinde ortadan kaybolur.
Karbon Peeling Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
Karbon peeling tedavisinin en büyük avantajı hızlı sonuç alınan bir uygulama olmasıdır. İlk seanstan sonra leke ve sivilcelerde belirgin azalma ve sönüklük görülür. Klasik lazer uygulamalarına göre daha etkili olması ve hızlı sonuç alınabilmesi karbon peelingin daha çok tercih edilmesine sebep olmaktadır. Aynı zamanda, her mevsimde uygulanabilir oluşu karbon peeling’i daha avantajlı kılmaktadır. Bazı lazer uygulamaları özellikle cildin lekelenmeye meyilli olduğu yaz aylarında tavsiye edilmemektedir. Güneşten koruma etkin bir şekilde sağlandığı sürece, karbon peeling her mevsimde uygulanabilir. Karbon peeling tedavisiyle sadece leke değil; kırışıklık, sivilce ve sarkmaların tedavi edilmesi de mümkündür.
Karbon Peeling Kaç Seans Uygulanır?
Karbon peeling uygulamasının etkileri ilk seanstan itibaren kendini belli etmeye başlasa da en verimli sonuç için uygulamanın tekrar edilmesi gerekir. Cildin yenilenmesi ve fazla hasar görmemesi için her seans arasına 4 haftalık bekleme süresi verilir. Kişiden kişiye değişmekle beraber ortalama 3 – 5 seans uygulamanın en iyi etkilerini görmek için yeterlidir. İlk uygulamada görülen iyileşme, giderek artarak her seansta devam eder. Uygulamanın etkisi tedavi bittikten sonraki 3 – 6 ay içerisinde maksimuma ulaşır ve yaklaşık 1 – 1,5 yıl devam eder.
Karbon Peeling Sonrasında Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
İşlem sonrasında cildi korumak, karbon peeling tedavisinde en az uygulanışı kadar karbon kadar önemlidir. Karbon peeling uygulamasından sonra cilt hassas bir yapıya sahip olur. Yenilenme sürecinde lekelenmeye ve dış etkenlerden zarar görmeye daha açıktır. Bu nedenle yüksek faktörlü güneş kremi kullanımına maksimum özeni göstermek gerekmektedir. Uygulama sonrasında ciltte hafif ödem ve kızarıklık olabilir. Soğuk kompress, geçici olan bu yan etkilerin azalmasında ve gözeneklerin sıkılaşmasında oldukça etkili olacaktır.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.