Günümüzde giderek yaygınlaşan botoks uygulamaları, hem estetik hem de tedavi amacıyla yapılmaktadır. Estetik ve gençleşme amacıyla yapılan botoksun farklı sorunlara da çözüm getirdiği keşfedildiğinden beri migren ve aşırı terleme gibi sorunlar da botoks ile tedavi edilebilmektedir. Özellikle tedavisi neredeyse imkânsız gibi görülen migren ataklarındaki etkisi, migren botoksu yaptıran kişi sayısını da artırmıştır
Migren Nedir?
Migren; şiddetli, uzun süreli ve zonklayıcı baş ağrılarıyla karakterize olan bir rahatsızlıktır. Hafif seyreden ve günlük yaşamı etkilemeyen baş ağrılarından farklı olarak migren ağrısı, hastanın günlük yaşamını olumsuz etkiler. Kusma, baş dönmesi ve görme kaybı ile birlikte kendini göstererek günlük hayatın olumsuz etkilenmesine neden olur. Yaşayan kişi için de her bir migren atağı acılı ve yıpratıcı bir süreçtir.
Migren yaşayan hastalarda görülen belirtiler:
- 4 – 72 saat arasında süren uzun baş ağrısı atakları
- Ağrının “dayanılmaz” olarak tanımlanacak derecede şiddetli olması
- Genelde başın tek tarafında görülen ve baş hareketleri ile artan ağrı
- Işık ve sese karşı hassasiyet
- Görme bozuklukları (bulanık görme, görme kaybı, ışıkların kırılması vb.)
- Bulantı ya da kusma
Migren Tedavisi Nasıldır?
Migren; yaşam kalitesini düşüren, kişinin okumasına, çalışmasına, günlük işlerini tamamlamasına engel olan ciddi bir rahatsızlıktır. Bugüne kadar migrene kökten çözüm olabilecek bir tedavi henüz bulunamamıştır. Günümüzde migren botoksu olarak adlandırılan botoks uygulamalarının ise migren ataklarını uzun süre ortadan kaldırdığı bilinmektedir. Migren atakları devamlı olduğu için hastalara önerilen ağrı kesicilerin etkisi kısa olabilmektedir. Genelde migren hastalarının vücudu bu ilaca alışır ve direnç göstermeye başlar. Botoks uygulaması ise botoksun etkisi geçene kadar migren ataklarını engellemeye yardımcı olur.
Migren Botoksu Nereye Yapılır?
Botoks genelde kozmetik amacıyla yüze uygulanan bir işlemdir. Migren tedavisinde ise ağrının ortaya çıktığı ve en çok hissedildiği bölgelere uygulanır. Alın, şakaklar, ense ve boyun bunların başında gelmektedir.
Migren Botoksu Nasıl Uygulanır?
Her tedavide olduğu gibi öncelikle hasta öyküsü dikkatlice dinlenir ve botoks uygulanacak bölgeler belirlenir. Bu bölgelere botoks uygulamasından önce lokal anestezi ya da soğuk uygulama yapmak gerekebilir. Bölge hissizleştirildikten sonra deriye ince iğnelerle, botulinum toksini enjekte edilir. Uygulama oldukça kısa sürer ve acısızdır. Botoks uygulamasının sağlık açısından herhangi bir olumsuz yan etkisi de bulunmamaktadır. Kısa süren, kolay ve acısız bir uygulama olması nedeniyle Doç. Dr. Sedef YÜCEL, migren sorununu yaşayan birçok hastaya botoks uygulamasını önermektedir.
Migren Botoksu Ne Kadar Sürer?
Uygulama yaklaşık 10 – 15 dakika içerisinde sonlanır. Migren botoksu; basit, kolay uygulanan ve etkili bir tedavidir. Kalıcı etki için sürekli tekrarlanması gerekir. Botoks uygulaması genellikle 6 – 9 ay etkilidir. Tabii ki bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı hastalarda migren botoksu 1 yıl kadar kalıcı olabilmektedir.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.