Ozon Uygulamaları

Ozon tedavisinin, bilimsel olarak yüzlerce çalışmayla kanıtlanmış etkili bir tedavi yöntemi olduğu bilinmektedir. Almanların “Kan yıkama”  olarak tabir ettiği Ozon, Ülkemizde de pek çok hastalıkta hekimler tarafından tercih edilmekte ve uygulanmaktadır.

Ozon terapinin en önemli özelliği, hastaya ve hastalığa özgü olarak, çeşitli yöntemlerle uygulanabilmesidir. Bu uygulamalardan biri veya birkaçı hekim tarafından hastanın şikayetine göre belirlenir. En çok tercih edilen majör yöntem, hasta olmadan da, iyilik halinin sürdürülmesinde ve bağışıklık sisteminin desteklenmesinde uygulanmaktadır. 

 Ozon Tedavisi Yöntemleri:

  • Majör Ozon ( Kandan IV uygulama ) 
  • Minör Ozon ( Kas içi uygulama ) 
  • Subkutan ( Cilt altına uygulama )
  • Rektal-Vajinal-Kulak Ozon ( Vücut boşluklarına uygulama )
  • Lokal Ozon ( Eklem içine uygulama ) 
  • Torba Ozon ( Hasarlı bölgenin torbalanarak uygulanması ) 
  • Ozon Sauna ( Sauna kabini içinde uygulama ) 

Major Yöntem 

En çok tercih edilen bu yöntem, steril vakumlu ozon şişesine kişiden 100 cc kan alınır, ozon jeneratöründen çekilen ozon gazı, hekim tarafından belirlenen dozda alınan kan içine verilir. Ozonlanan kan tekrar aynı damar yolundan kişiye geri verilir. Böylece kanın ozonlanması ile, hücre ve dokuların oksijenlenmesi artırılır ve tüm vücut sisteminde olumlu etki sağlanarak hissedilen bir zindelik meydana gelir. Genelde haftada 2 gün, 7 ila 15 seanslık kür seklinde uygulama tamamlanır. Yıl içinde ayda bir seans devam edilmesi, bağışıklık sistemi açısından hatırlatma dozu, hastalıklardan korunma ve zinde kalmak açısından önerilmektedir.

Major yöntem, bağışıklığın güçlendirilmesinde ve kronik hastalıkların tedavisinde kullanıldığı gibi, hastalıklardan korunma ve vücut direncini arttırma da yaygın olarak kullanılmaktadır. 

Minor Yöntem 

Kişiden alınan 2,5 cc kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir. Minör yöntem, genelde majör ozon kürü alan kişilerde, 3 seansta bir uygulanması bağışıklık sistemi açısından pozitif etki sağlar.  

Subkutan

Belirlenmiş doz ve hacimdeki ozon gazı ince uçlu bir iğne ile cilt altına enjekte edilir. Bir nevi mezoterapi yöntemi olarak uygulanan subkutan yöntem genelde ağrı şikayetlerinde tercih edilmektedir. 

Vücut boşluklarına ozon gazı verilmesi

Rektal ( makattan ), vajinal ve kulak yoluna püskürtme ile ozon verilmesidir. Rektal ozon, direk bağırsaktan emildiğinden, bağırsak florası açısından önemlidir. Bağırsak kökenli olduğu düşünülen alerjik problemler, astım,  romatizmal hastalıklar, dejeneratif sinir sistemi hastalıkları (alzheimer, parkinson), kronik kabızlık gibi durumlarda başarıyla kullanılmaktadır.

Vajinal ozon uygulaması kadın hastalıklarında tercih edilen bir yöntemdir. Kulak içi uygulama metodu ise, işitme kayıpları ve kulak çınlamasında uygulanabilen ozon yöntemlerindendir.

Lokal ve Eklem içine Ozon gazı verilmesi

Eklem rahatsızlıklarında uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazının eklem içine verilmesidir. Bu şekilde uygulanarak; diz, omuz gibi eklemlerde kireçlenme, kıkırdak hasarları, sıvı eksilmesi gibi rahatsızlıklarda ağrıyı azaltma, hareket kısıtlılığını ortadan kaldırma, eklem hareket açıklığını artırma gibi olumlu etkiler sağlanmaktadır. Ayrıca, tendinitler, golfcü – tenisçi dirseği ve yumuşak doku romatizmalarında da kullanılmaktadır. İşlem steril ve tek kullanımlık enjektörle klinik ortamda yapılması enfeksiyon bulaştırma riskini açısından dikkat edilmelidir. 

Torbalama Ozon 

El – ayak, kol – bacak gibi uzuvların yara, yanık, kangren, diyabete bağlı dolaşım bozuklukları, mantar, sedef, egzama gibi cilt hastalıklarında özel bir torba içine yüksek dozda ozon gazı verilerek uygulanan bir metottur. Yaklaşık 30/45 dk kadar bir sürede tamamlanan torbalama ozon tedavisi özellikle yara tedavilerinde ve cilt hastalıklarında çok başarılıdır.

Ozon sauna uygulamaları

Düşük dozda ısıtılmış kabin içinde ,boyun altındaki tüm vücuda ozon verilmesi yöntemidir. Başın dışarda kaldığı kabin içinde deri yolu ile ozon verme yönteminde yorgunluk ve stres atıcı, selülitlerde cildi sıkılaştırıcı, ter yoluyla verilen kalori sayesinde kilo verdirici, toksin atıcı, sindirim ve dolaşım sistemini düzenleme ve cilt hastalıklarında tedavi özelliği bulunmaktadır. Sıcaklığın etkisi ile açılan deri gözeneklerinden emilerek vücudun kan, lenf ve yağ dokusuna geçen ozon, metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye yardımcı olduğu konusunda yayınlar mevcuttur.

Ozon sauna ile ozon gazı derinin 4 ile 6 santimetre altına ulaşır. Buharlı klasik saunaya göre daha fazla terleme sağlar. Ozon gazı ile açılan deri gözeneklerinden emilerek vücudun kan, lenf ve yağ dokusuna geçer. Lenfatik sistemi toksinlerinden arındırır, cildi temizler, kasları gevşetir, kan dolaşımını hızlandırır, bakteri, virüs ve mantarları öldürür. Haftada 2-3 kez 15-30 dakikalık seanslarla kişiyi yormadan oturup tv seyredip, müzik dinleyerek gevşemeyi ve stres atmayı sağlayan ozon sauna, uzun yıllardır buhar, hamam, kaplıca geleneği olan bir yöntemdir.

Ozonlanmış ürünlerin kullanılması

Ozonlu su, ozonlu yağ gibi ozonlanmış sıvıların haricen sürülmesi ve içilmesi şeklinde kullanılır. Ozonlu su, mide şikayetlerinde, ozon yağı ya da kremi ise cilt hastalıklarında başarıyla kullanılmaktadır.

Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.

Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.

İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.

Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır.   Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur.  Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.