Yaşın ilerlemesiyle birlikte ciltte kolajen azalır ve yaşlanmanın etkileri kendini göstermeye başlar. Cildin kuruması ve elastik yapısını kaybetmesi, kişinin daha yaşlı ve yorgun görünmesine neden olur. Somon DNA gençlik aşısı, cilt kusurlarının giderilmesinde sıkça tavsiye edilen yeni nesil bir uygulamadır. Tüm dünyada giderek daha çok tercih edilmeye başlanan somon DNA gençlik aşısı, somon balığının sütünden üretilen yenileyici serum ve hyaluronik asit sayesinde cilde kaybettiği canlılığı kazandırır. Birçok kişi tarafından “gençlik iksiri” olarak adlandırılan uygulamanın en büyük avantajlarından biri de ameliyatsız ve kolay uygulanabilen bir işlem olmasıdır. Somon DNA gençlik aşısı yöntemi ile cildinizi yenilemek istiyorsanız kliniğimizi arayabilir ve randevu alabilirsiniz.
Somon DNA Gençlik Aşısı Nedir?
Yeni nesil estetik uygulamalar arasında sayabileceğimiz somon DNA gençlik aşısı, cilde kaybettiği hyaluronik asidi yeniden kazandırmayı amaçlar. Bu sırada cildi, somon balığının yenileyici hücreleriyle güçlendirerek çok yönlü bakım sağlamaktadır. Somon balığının sütünden üretilen özel serum ve hyaluronik asit bir araya gelerek ciltteki ölü hücrelerin atılmasını sağlar ve sağlıklı hücrelerin oluşumunu destekler. Mastelli Bio – Pharmaceutical tarafından keşfedilen somon DNA gençlik aşısı patentli ve güvenilir bir teknolojidir. Birçok hekim ve hasta tarafından “gençlik iksiri” olarak adlandırılan somon DNA gençlik aşısı, önerilen bir uygulamadır.
Somon DNA Gençlik Aşısı Nasıl Yapılır?
Somon DNA gençlik aşısı ince uçlu özel cerrahi iğneleriyle yapılır. İşlemin etkili olabilmesi için öncelikle cilde hyaluronik asit enjekte edilir ve cildin nem dengesinin korunmasını sağlanır. Hyaluronik asit etkisiyle yenilenen ve daha elastik hâle gelen cilt, somon DNA’sı için sağlıklı ve güçlü bir zemin hazırlar. Hyaluronik asit uygulamasının ardından cilde somon DNA adı verilen serum enjekte edilir. Somon DNA, somon balığının sütünden elde edilen besleyici ve yenileyici bir maddedir. Ciltte özellikle sigara, alkol ve dış etkenler nedeniyle oluşan protein kayıpları, somon DNA’sı sayesinde tamamlanır. Cilt güçlenir ve ışıl ışıl bir görünüm kazanır. Lokal anestezi altında yapıldığı için acısız ve ağrısız bir uygulamadır.
Somon DNA Gençlik Aşısı Zararlı mıdır?
Somon DNA uygulaması zararlı bir işlem değildir. İşlemden sonra görülen kızarıklık ve hafif ödem dışında sağlık açısından hiçbir riski yoktur. Tabii ki her zaman olduğu gibi yüzü temiz tutmak bu süreçte de önemlidir.
Somon DNA Gençlik Aşısı Neden Yapılır?
Somon DNA gençlik aşısı, cildi besleyen, yenileyen ve sarkmaları engelleyerek gençleştiren bir uygulamadır. Bu nedenle genellikle kolajen eksikliği görülmeye başlanan 30 yaş ve sonrasında tercih edilir. Fakat 18 yaşından büyük, sağlık sorunu olmayan her hastaya uygulanabilir. Düzenli ilaç kullanımı ve kan sulandırıcı ilaç tedavisi durumunda ise uzman doktorun onayını almak ve durumu doktorunuzla paylaşmak çok önemlidir. Somon DNA gençlik aşısı ile;
- Ciltte kaybolan nem ve ışıltıyı geri getirmek
- Kırışıklıkların doğal ve etkin tedavisi
- Alkol, sigara vb. alışkanlıkların ve hormonal bozuklukların ciltte yarattığı yıpranmayı tedavi etmek
- El üzeri, boyun ve dekolte bölgesindeki kırışıklıkları gidermek
- Aşırı kurumadan dolayı nemini kaybeden cildi beslemek hedeflenir.
Somon DNA Gençlik Aşısından Sonra Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Somon DNA gençlik aşısı yapıldıktan sonra hasta hemen günlük hayatına dönebilir. Enjeksiyonun etkisiyle yüzde hafif kızarıklık ve morlukların oluşması normaldir. Hafif masajla bu yan etkiler çok daha kısa sürede yok edilebilir. Hiçbir şey yapılmasa dahi kızarıklık ve ödem en fazla 1 gün içerisinde kaybolur. Somon DNA gençlik aşısından sonra, yaklaşık 6 saat boyunca, makyaj yapılmaması tavsiye edilir. Cilt her zamanki gibi temiz tutulmalıdır. Hastalarımıza uygulamadan sonra genel tavsiyelerimiz bunlardır. Bunun dışında uygulamanın bilinen herhangi bir olumsuz yan etkisi yoktur.
Botolinum toksini, Clostridium botulinum bakterisinin ve ilgili türlerin oluşturduğu nörotoksik bir proteindir. Akson uçlarından asetilkolin nörotransmiterinin salınımını önleyerek yumuşak felce yol açar. Bu bakterinin enfeksiyonu botulizm hastalığına sebep olur.
Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasitlerin veya enzimlerin tek başlarına ya da genellikle karışım halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanması tekniğidir. Enjekte edilecek maddeler kişiye ve kişinin isteklerine uygun olarak seçilir.Mezoterapi yüz bölgesinde cilt sıklaştırma, lifting, anti-aging, leke tedavisi, skar tedavisi amacıyla kullanılabilir.
İdeal bir yüz görünümüne kavuşmak isteyenlerin sıklıkla başvurduğu estetik operasyonlardan biri olan bişektomi, yüz hatlarının orantılı bir hâle getirilmesi için uygulanır. Bazı durumlarda kişi, ideal kiloda olsa bile mevcut yüz yapısındaki yağ oranı nedeniyle kilolu görünebilir. Yanakların orta bölgesinde yer alan yağ dokusu bukkal yağ dokusu olarak isimlendirilir. Yüz kaslarının arasında yer alan bu yağ dokusu anatomik olarak elmacık kemiklerinin alt bölgesinde bulunur ve bebeklerde emme fonksiyonlarına katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu yağ dokunun boyutu yüzün boyutunu etkileyen faktörlerin başında gelir. Yaşlanmayla birlikte bukkal yağ dokusu genellikle azalma eğilimindedir.
Yüz bölgesinde özellikle dudakta çoğu zaman hyalüronik asit denen dolgu maddelerini kullanıyoruz. Hyalüronik asit aslında vücudumuzda da bulunan ve su tutma özelliği gösteren yapıtaşlarıdır. Yaş ve çevresel faktörlerin etkiksi ile bu madde cilt ve ciltaltı dokuda eksildiğinde kendini hacim kaybıyla gösteren bir takım değişikliklere neden olur. Basitçe açıklayacak olursak dolgu enjeksiyonları ile biz bu su tutan molekülün vücudumuzdaki miktarını arttırmayı hedefliyoruz.